Oğlunun katiliyle yüzleşmeye cesaret eden bir kadın yirmi yıl sonra ortaya çıkan acı bir gerçek
Irene ve Nate Stanley, Illinois’teki aile çiftliklerinde çocukları Bliss ve Shep’le sessiz ve mutlu bir hayat yaşamaktadır. Nate aniden Oregon’da şerif yardımcısı olarak iş teklifi aldığını söyler. Irene kocasıyla mücadele eder. Aile çevresinden ayrılmak istemez ve taşınmaya dair derin endişeleri vardır. Oregon’a henüz yerleşmişken birden tüm dünyaları yıkılır. On beş yaşındaki Shep evlerindeki soygun sırasında vurulup öldürülmüştür. Darp, soygun ve uyuşturucu geçmişi olan genç katil yakalanıp idama mahkûm edilir.
Shep’in öldürülmesi Stanley ailesini kargaşaya sürükler, her biri bu trajediyle kendince baş etmeye çalışır. Haftalarca Daniel Robbin’in idamını, hak ettiklerini düşündükleri adaleti beklerler. Bu haftalar, aylara ve yıllara dönüşür. Sonunda Irene, Robbin’in idamının, acısını dindirmeyeceğini anlamaya başlar. Oğlunun katiline ulaşmak için gizli ve özel bir yol seçer. İkisi arasındaki ilişki, Irene’in ailesinden sakladığı bir sır olarak kalır.
Yıllar sonra Irene, uzun süredir istemiş olduğu tebligatı alır, Daniel Robbin temyize başvurmamıştır ve bir ay içinde idam edilecektir. Bu tebligat Stanley ailesini derinden sarsar. Bir sırrı olan sadece Irene değildir. İdam tarihi yaklaştıkça, Stanley ailesi ağır gerçeklerle yüzleşmek ve geçmişle uzlaşmak zorunda kalır.
“Ağlayan Ağaç sizi ağlatmazsa, göz yaşlarınızı benden daha iyi kontrol ediyorsunuz demektir. Şaşırtıcı bir roman.”
Woman’s Own
“Önyargı, merhamet ve affetme üzerine bir kitap. Hayata bakışınızı değiştirebilecek bir roman.” Gazette & Herold
“Rakha, sadece ilginç bir konuyu ustalıkla işlemiyor, aynı zamanda çok önemli bir soru soruyor: Hayatta kalmak için tutunduğumuz şey, hangi noktada tam da hayatımızı çalan şeye dönüşür?” The Oregonian
“Güzel yazılmış, ustalıkla işlenmiş, titizlikle sunulmuş bir kitap. Ağlayan Ağaç bir affetme ve arınma öyküsü, ancak aynı zamanda özünde bir aşk hikâyesi.” Garth Stein
“Her yazarın imreneceği ve her okuyucunun seveceği, büyüleyici bir kitap.” Jacquelyn Mitchard
