İslâm dininin anlaşılmasında vahyin vücut bulduğu coğrafyadaki kültürel hayatın, yaşam şekillerinin ve insanî ilişkilerin hesaba katılması gerekir. Bu yüzden Hz. Peygamber ve ashâbı her fırsatta Arapların geçmişteki hallerinden ve içerisinde bulundukları durumlardan bahsederlerdi. Örneğin Hz. Ömer, bir topluluğa İslâm’ı anlatacağı zaman “Bizler İslâm’dan önce şöyle şöyle yapardık…” diyerek söze başlar ve “Câhiliye dönemi anlaşılmadan İslâm’ın kıymeti bilinemez!” şeklinde tavsiyelerde bulunurdu. İslâm toplumu üzerinde etkisi bariz bir şekilde hissedilen Câhiliye dönemini anlamak için İslâm öncesi dönemin bilinmesi elzemdir.
İslâm öncesi Arap toplumu incelendiğinde hayatın merkezinde kabile olgusu olduğu hemen fark edilir. Günümüzde çok fazla hissedilmeyen kabile hayatının anlaşılması için bilimsel çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Daha öncesinde bu konuda kapsamlı bir çalışmanın yapılmaması da böyle bir çalışmanın yapılmasını zorunlu hale getirir. Tarih alanındaki boşluğu doldurmak üzere kaleme alınan elinizdeki bu kitap, öncelikle diğer milletlerdeki kabile hayatının tarihi sürecini aktararak sizlere kıyaslama imkânı sunar. Kabileyi oluşturan unsurların ve Arap kabilelerine özgü durumların tüm detaylarıyla anlatıldığı bölümlerde ise derli toplu bir bilgi birikimiyle karşılaşmanıza yardımcı olur. Çalışmanın ilerleyen kısımlarında Arap kabilelerinin sosyal, siyasî, ekonomik, kültürel ve dinî yaşantılarından bahsedilmesi de Arap toplumuna bütüncül bir bakış açısıyla bakmanızı sağlar. Kitap, Kur’an-ı Kerîm’in birçok ayetin izahında, İslâm Tarihinde vuku bulan hadiselerin arka planının açıklanmasında ve Arap toplumunun çözümlenmesinde eşsiz bir kaynaktır.
