Bir şeyin gerçek değerini ancak onu kaybettiğimizde anlarız…
Jocelyne küçük bir kasabada önemsiz bir tuhafiye dükkânı işletmektedir ama Paris’te bir moda tasarımcısı olmak ister. İncecik bedenli kadınlara özenir ama kendi vücudu modellerinkine hiç benzemez. Okumaktan zevk alır ve bir dikiş nakış blogu vardır. Beyaz atlı prensiyse kocası Jocelyn’dir. İki çocukları ve basit ama mutlu bir hayatları vardır.
Bir gün bir piyango bileti alır ve büyük ikramiyeyi kazanır. Artık hayatını tamamen değiştirme şansına sahiptir. Ama bundan kimseye, kocasına bile söz etmez. Ne yapmak istediğine karar vermek için arzu ettiği şeylerin bir listesini çıkarır. Fakat listesini hazırlarken başına hiç hesapta olmayan bir şey gelecektir…
“Mutluluk nedir, parayla her şey satın alınır mı, peki ya aşka ne olur? Bu kısa, sade, felsefi roman hem kadın hem erkek okuyucuların, kitap kulüplerinin ve edebiyat hayranlarının ilgisini çekecek.” Library Journal
“Paranın nasıl hem her şeyi hem de hiçbir şeyi değiştirmediğine dair bir masal… Konfora, güvenceye ve aşka duyulan güçlü ihtiyacın tasviri evrensel.” Publishers Weekly
“Delacourt, mutluluğun sırrının ne olduğunu bulmak için kadın kalbinin derinliklerine indiği bu romanla kendini kanıtlıyor.” Elle
“Küçük mutluluklara dair insanı derinden etkileyen bir roman.” L'Indépendant
Bir kişi, bir kitabı ne zaman önerir?.. Küçük hikayeler büyük etkiler bıraktığında ve yankıları sürüp gittiğinde... Bu romanı çok sevdim herkese öneriyorum.” Christine Westermann
“Fransa’da bestseller olan bu küçük roman, aşkı, arzuyu ve kazandığımızı sandığımızda aslında neleri kaybettiğimizi anlatıyor.” Kirkus
“Az sayfalı bir kitapta yüzeysel olmadan büyük sorulara cevap aramak mümkün mü? Grégoire Delacourt bunu başarmış.” NDR Kultur
