Litrelerce keskin sirke kadar keskin suratı, her telinden sinir fışkırın uzun, kızıl sakallarıyla azılı bir ihtiyara benzeyen eski dostumuz Bay Çiklet geri döndü!
Tabii, türlü hinlikler ve cinlikler eşliğinde…
Bilenler bilir. Bay Çiklet pek bir şeyden hoşlanmaz. Etrafında gördüğü her şey ya da herkes onu bir anda sinir etmeyi başarabilir. Bu durumda yapılacak en iyi şey onu kendi haline bırakıp sevdiği şeylerle oyalanmasına izin vermek. Sahi, Bay Çiklet’in nelerden hoşlandığını hatırlayanınız var mı?
a. Gün boyu yatağında kestirmek
b. İnsanları korkutmak
c. Gizli sığınaklar
d. Hepsi
Evvett, bildiniz! Doğru yanıtımız d şıkkı. Bunların hepsi Bay Çiklet’i adeta mest ediyor. Ama en çok da gizli sığınaklar… Ah, yok mu o hamamböcekleriyle, her bir yana balçık akıtan borularıyla, berbat ötesi kokan şu ‘acayip muhteşem’ sığınaklar… Her neyse, Bay Çiklet ve tiksindirici ortağı Üçüncü Billy William yine bir kötülük peşindeler anlaşılan.
Füüüüp! Baaam! O da nesi! Gökyüzünden düşen şey bir bulut muydu yoksa!? Limonlu Bayır Kasabası’nda bir şeylerin ters gittiğine iddiaya girebilirsiniz artık! Yoksa gökteki bulutlar neden patır patır yere dökülsünler ki!? Yaşananlara daha fazla kayıtsız kalamayan kahramanlarımız Polly ve Bay O’Bilir’in bu esrarengiz olayı incelemek için bir dedektiflik bürosu kurmalarına şaşmamalı. Ne de olsa onlardan başka bu işi aydınlatabilecek "iş bitirici" birileri yok görünürlerde… Peki bu arada Bay Çiklet nerelerde dersiniz?..
Katıksız bir kahkaha tufanına dönüşecek matrak bir kötülük hikâyesi okumaya hazırlıklıysanız kesinlikle doğru yerdesiniz.
Gerçek, Limonlu Bir Pastadır diyerek maceraya balıklama dalıyoruz o zaman!..
İngiliz çocuk edebiyatının genç yıldızlarından Andy Stanton’un dünya çapında fırtınalar koparan“Bay Çiklet” serisi derinlerden gelen, berbat kokulu bir hikâyeyle devam ediyor. David Tazzyman’ın karikatürvari çizimleri ise eğlenceli serinin sekizinci kitabında sanki daha bir vazgeçilmez oluyor.
