O, karanlığı çok sever.
Beklenmedik bir anda çıkıp tüyden bir mezar hazırlar.
Ekim ayı. Kış, şehrin üzerine gri bir örtü gibi yayılmıştır. On yedi yaşındaki bir kızın çıplak vücudu, başında sarı bir peruk ve ağzında bir çiçekle kuş tüylerinin üzerine yerleştirilmiş halde bulunur. Etrafı da pentagram şekli verilmiş mumlarla çevrilidir.
Bu garip cinayeti çözmek üzere Holger Munch ve ekibi görevlendirilir. Tecrübeli dedektif, hap ve alkol bağımlılığıyla boğuşan intihara meyilli dedektif Mia Krüger’i de davaya dâhil etmek ister. Krüger bu teklifi kabul edince ardında neredeyse hiçbir iz bırakmayan katili yakalamak için bütün ekip birden seferber olur.
Davadaki en önemli gelişmeler, polisten nefret eden bir bilgisayar korsanının onlara bir video kaydı ulaştırmasıyla yaşanır. Bu kayıt genç kızın cinayetine dair bazı ipuçları içermektedir. Kayıtta, bir kuş gibi giyinmiş katilin silüeti vardır: ölümü sembolize eden gece kuşu...
“Harika bir tempo ve zekice kurgulanmış bir hikâye. Baykuş Daima Gece Avlanır sizi derinden sarsacak.”
Bustlecom
“Labirent gibi karmaşık ama bir o kadar da sürükleyici ve sıra dışı olaylar barındıran romandaki ilginç detaylar, bizi merak etmeye ve gerilimli sonu tahmin etmeye itiyor.”
Crime Scene Magazine
“Gerilimin kitap boyunca katlanarak arttığı, özenle kurgulanmış bir hikâye… Bjørk’ün karakter çalışması kusursuz ve öyküyü ince ayrıntılarla zenginleştiriyor.”
Publishers Weekly
“Merak uyandıran, yalın bir roman. Bjørk, çocuk istismarı ve kadına karşı nefretin teknolojiyle karşılaşması konularını kendine has bir biçimde ele alıyor.”
The Sunday Times
“Özgünlüğü, beklenmedik sonu, hiç düşmeyen temposuyla ‘sürükleyici kitap’ tanımının gerçek bir örneği.”
Irish News
“Samuel Bjørk’ten harika bir devam kitabı! Okuyucuyu kitap boyunca merak içinde bırakmayı ve heyecanlandırmayı başaran edebî bir başyapıt. Zevkle okunacak bir roman!”
Bokelskereno
