Günümüzde dünya, ekonomik, bir anlamda da siyasal ve kültürel bir küreselleşmeye doğru gitmektedir. Küreselleşmeyle birlikte zaman, mekân ve uzaklık kavramları değişim geçirmekte, ulusal kültürün diğer kültürlerle bağlantısı artmakta, ulusal ölçekte üretilen mal ve hizmetler, uluslararası değişim özelliğine sahip mal ve ürünlerle rekabet ortamında üreticiye sunulmakta, teknoloji temelli üretim ve verimlilik artmakta ve toplumların yaşam normu bu gelişmelerden etkilenmektedir. Ülkelerin, bu çarpıcı ve dikkat çekici gelişmeler karşısında suskun ve eli kolu bağlı kalmaları söz konusu olamaz. O halde ne yapılabilir? Ekonomiden siyasete, yönetimden eğitime, kültürden teknolojiye gelişimi sağlayacak önlemler üzerinde düşünmek ve bunu ortak aklın ürünü olarak, plan ve program temelli bir esasa oturtmak gerekiyor. Bunun gerçekleşmesi, taze beyinleri eğiterek; gelecekteki eğitimin nasıl olması gerektiğini sorgulayarak; yönetimdeki belirsizlik ve çelişkilerin üstesinden gelerek; yeniliği vazgeçilemez bir değer kabul ederek; "stok bir büyüklük olarak" ifade edilen nüfusun artışına, barınmasına, beslenmesine ve eğitimine gerekli önemi vererek; ayrıca bunları eğitecek öğretmen ve okul yöneticilerinin çağa uygun yetişmelerini sağlayacak bilimsel ve rasyonel öneriler üzerinde çalışma ve çabalara öncelik vererek mümkün olabilecektir. İşte bu çalışmada, küreselleşme olgusunda yaşanan değişim ve gelişim süreci sonucu, toplumda yaşanan sorunlar ve çözüm için alınabilecek kimi önlemler tartışılmaktadır.
