James Brown'un 19. yüzyılda gerçekleşen Türk-Rus Savaşı'nı anlatan bir hatıratını içermektedir. Kitap, Osmanlı İmparatorluğu ile Rus İmparatorluğu arasındaki bu çatışmanın birinci elden tanıklığına dayanarak, dönemin siyasi ve askeri olaylarını detaylı bir şekilde sunmaktadır. James Brown, İngiliz askeri ataşesi olarak görev yaptığı dönemde, savaşın taraflarının stratejileri, askerî harekâtlar ve diplomatik ilişkiler gibi birçok önemli konuda bilgi sahibi olmuştur. Hatıratı, savaşın başlamasından sona erişine kadar olan süreci anlatmakta ve okuyucuya savaşın seyrini, askeri taktikleri ve dönemin siyasi ortamını gözlemlemek için önemli bir kaynak sunmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun yüzyıllar boyu iç çatışmalar, zulümler, kötü yönetimlerle ezildiği, Mora isyanının yıllarca varlığımızı tükettiği, Navarin limanında donanmamızın İngiliz, Fransız, Rus birleşik donanması tarafından aldatıcı bir şekilde yakıldığı, devletin tek ordusu olan yeniçerilerin kılıç ve ateşle ortadan kaldırıldığı ve ülkenin ordusuz kaldığı bir dönemdeyiz. İstanbul'daki Osmanlı paşaları ve eyaletlerdeki despot valiler, yeniçeriliği yeniden milletin başına bela etmek için içten içe çalışıyorlar. Ülke içindeki Hristiyan unsurlar, istila ordularının destekçisi, silahlı yardımcısı ve en kötüsü, bir dakika bile casusluk yapmaktan çekinmiyorlar. Bu uzun savaş, sadece Türk halk kitlelerinin Rusya İmparatorluğu ile yaptığı bir savaştır ve sadece askeri bakımdan değil, ulusal ve sosyal canlılığımızın, hayat ve zeka mücadelesinde üstün değerimizin takdirini yapacak bilim insanlarımız için de çok değerlidir.
