Dalgalı denize atar atmaz onları,
Gittiler engine doğru uzun zaman.
Ak köpükler çıkıyordu tanrısal uzuvdan:
Bir kız düreyiverdi bu ak köpükten.
Önce kutsal Kythera'ya uğradı bu kız,
Oradan da denizle çevrili Kıbrıs'a gitti.
Orada karaya çıktı güzeller güzeli tanrıça,
Yürüdükçe yeşil çimenler fışkırıyordu
Narin ayaklarının bastığı yerden.
Aphrodite dediler ona tanrılar ve insanlar,
Bir köpükten doğduğu için.
Hesiodos
" Tanrıça tabii. Yani kadın tanrı..."
"Tövbe estağfurullah tövbe tövbe... abi çarpılacaz sayende
öğlen vakti. Güneş bizim beynimize geçiyo sen burda mallaşıyosun.
Kadından tanrı mı olurmuş yaaa...." dedi Rıza mojitoyu
servis tepsisine koyarken en dindar haliyle.
Bir yandan da merakına mani olamıyordu.
"Ne tanrıçasıymış abla ?"
"Güzellik, aşk."
Rıza'nın yüzüne salak bir sırıtış oturuverdi.
" Doğa Rutkay gibi diyorsun yani."
" Ne alakası var oğlum ya ?"
" Tabii abicim. Güzellik, aşk dedin mi Doğa Rutkay'ın üzerine
tanımam bu alemde. Gerisi yalan. Babasından tırsıyorum yoksa
bulucam bi şekilde gidicem konuşucam. Niyetim ciddi yani."
Tekmil Yunan tanrıları Olimpos'u terk ettiğinden beri Bodrum'u mesken tutmuşlar, koca Zeus at yarışı oynuyor, Poseidon ağ tamir ediyor, Aprodite her zaman olduğu gibi güzelliği ile fanilerin dünyası da olsa günler tekdüze geçmiyor. ... Mitoloji hiç bu kadar gerçekçi ve keyifli anlatılmamıştı ve tabi ki bize has....
Dikkat tanrı çıkabilir!
