Türkiye Yakın Siyasi Tarihinden…
Türkiye yakın siyasi tarihinde mutlaka çok daha önemli aşamalar, kırılmalar, kuruluşlar, kapanışlar, kapatılışlar ve izler bırakan birçok olay bulunmaktadır.
Yeni Demokrasi Hareketi- YDH; siyasi tarih açısından çok kısa olarak nitelendirilebilecek bir süreçte kuruldu, yaşadı ve bitti.
Acaba bitti mi?..
Kuruluşundan, siyasi parti haline gelene kadar Türkiye’de oldukça büyük bir heyecan yaratan YDH, o güne kadar siyasetle, siyasi parti üyeliği anlamında hiçbir ilişkisi olmamış ya da çok az olmuş olan insanların ‘Demokrasi’ özlemlerine, taleplerine yanıt verebilmek için yola çıktı.
Belki erken bir zamanlama sürecinde ‘hareket’ siyasi bir partiye dönüştü ya da dönüşmek zorunda kaldı. İlk genel seçimlere girebilmek için yapılan oldukça hızlı ve güvensiz bir örgütlenme belki de bu seçimlerde aldığı olumsuz sonucun doğmasına da neden oldu.
Yazar, kurucusu olduğu siyasi partinin, ‘Hareket’ olarak İstanbul, Çeliktepe’de başlayan katılımcılığından başlayarak, kendi başkanlığında olan ilçe özelini temel alıp Yeni Demokrasi Hareketi- YDH’nın siyasi görüşlerini, önerilerini ve siyasi tarih açısından çok kısa ama bir o kadar da önemli süren siyasi macerasını özetliyor.
Bu süreç Türkiye demokrasi tarihinin kısa bir kesitini oluşturuyor.
Yazar, çeşitli toplantı ve oturumlara yoğun olarak katıldığı bir dönemde, oluşumu konusunda haberdar olduğu YDH’ya hareket halindeyken katılıyor. Hareketin siyasi partiye dönüşmesiyle kurucusu, ilçe başkanı ve son aşamada Genel Yönetim Kurulu, Merkez Yönetim Kurullarında da görev ve sorumluluk üstleniyor.
Türkiye’nin yaşadığı büyük sorunlar yumağı içerisinde en önemli sorunun ‘Demokrasi eksiliği’ olduğu düşüncesinden hareketle yapılanan siyasi partinin yaşadıklarına dair bilgi, belge ve izlenimlerini aktarıyor.
YDH, o güne kadar Türkiye’de belki de çoğu söylenmiş ama yeterli yankıyı bulamamış sorunları yüksek sesle, cesaretle, açık toplantılarda gerek Genel Başkanı, gerekse üyeleri tarafından söyleyebilen bir siyasi yapı olarak karşımıza çıkıyor.
Belki de YDH denince akla demokrasi inancı ve saygısı, siyasi cesaret, azim ve de kararlılık gelecektir.
Kitabın başlangıcında “gerçek başari, fiilen arenaya çikan, İnancini toz, ter ve kanla güçlendİren, çetin bir savaşim veren, tekrar tekrar yanlişlar yapan ve yetersiz kalan, büyük bİr coşkuyu büyük adanmişliği bİlen, büyük ve değerli bir dava İçİn kendisini harcamayı göze alan, en İyi durumda büyük başarinin zaferİnİ tadan, en kötü durumda başarisiz kalsa bİle en azindan büyük bİr gİrİşİmde başarisiz kalan, dolayisiyla yerİ hİçbİr zaman ne zaferİ ne de yenİlgİyİ tanimayan soğuk ve ürkek ruhlarin arasinda olmayacak olanlarindir.”
“Başarı; ulaşılacak son durak değil, bitmeyen bir yolculuktur.
Başarılı insan daima çözümün bir parçasıdır; Başarısız ise sorunun… Başarılı insanın her zaman bir programı vardır; Başarısızın ise mazereti… Başarılı insan ‘İşine yardım edeyim’ der; Başarısız ise ‘Bu benim işim değil’… Başarılı insan sorunlara çözüm bulur; Başarısız ise çözümlerde sorun arar… Başarılı insan ‘zor ama imkansız değil’ der; Başarısız ise ‘mümkün ama çok zor’… alıntıları bu nedenle yapılmıştır.
