Rabbimiz bize vahiyle, Kur’an ile tenezzül buyurdu. Bizi Kitab’ı ile buluşturan Allah’a hamd olsun. Sureler, Kur’an ülkesinin şehirleridir. Haydi, o zaman Kur’an ülkesinin şehirlerinde dolaşmaya var mısınız? En azından oturduğumuz şehri ne kadar tanıyoruz, ya da tanıyor muyuz? Bu kitabımda namazlarımızda devamlı olarak okuduğumuz ‘’sureler, dualar ve zikirlerin’’ anlamıyla buluşalım, tanışalım istedim. Bir şey sürekli okunsun, tekrar edilsin de anlaşılmasın? Bu olacak ya da kabul edilecek bir şey değildir! Celaleddin Rumi; ‘’Sahabe efendilerimiz Kur’an’ı yerlerdi’’, tespitinde bulunuyor. Bu muhteşem tespitin ele verdiği hakikat şudur; nasıl yemek, onu sindirenin gözünde görmeye, kulağında işitmeye, aklında düşünmeye, kalbinde sevmeye, ayağında yürümeye, elinde tutmaya dönüşüyorsa, Kur’an’da kendisini yiyip sindirenin hayatı olur. Onunla bakar, onunla işitir, onunla yürür, onunla düşünür ve onunla duyar. Talep et ki nasip olsun. Hz. Osman, ‘’Allah nasip etmeyeceği şeyin hayalini kurdurmaz’’, buyurur. Gayesiz yaşayanlar, nasipsiz kalırlar. Rabbimize sonsuz şükürler olsun bu kısa fakat anlamı çok geniş sureleri okuyalım, anlayalım ve yaşayalım inşallah!
‘’Herkes Kur’an’ı Kur’an’a hizmeti kadar anlar’’.
Kur’an’ı okumaya, anlamaya ve yaşamaya adanmış yüreklere… Kendisinden sorumlu olacağımız tek kitap Kur’an’dır. Okuyalım, okutalım, anlayalım, anlatalım ve yaşayalım inşallah! Sözün özü; Kur’an’ın surelerinin anlamıyla buluşmak ALLAH ile buluşmaktır. Haydi o halde, surelerle, dualarla ve zikirlerin anlamıyla buluşmanın doyumsuz hayrını ve hazzını yaşamaya!..
Ya Rabbi Kur’an’ı kalbimizin ilk baharı eyle!
Selam ve Dua ile…
