Denizin Bekçisi

Yatarak mı? Koşarak mı? Uçarak mı? Yürüyerek mi?

Burada,işte sen seçemezsin. O yat derse yedi yıl sürünürsün. Yürü derse on dört yılda yürüsün. Koş derse,nefesin yetmez. Dinlenmekle yirmi yılda varırsın.
Uçarak derse; kanadın yetmez, çabuk düşersin.
Her tarafın kırılır, kaç senede varırsın bilinmez.
Dua et ki; Bunlardan birisi, sana illaki isabet edecek.
Geçtiğin vakit Hızır (a.s) seni bekliyor olacak.

“Al şu suyu iç, geldin mi?Yirmi yıldır beni burada bekletiyorsun, amma eğlendin kaldın sen.”
“Yol çok zor oldu” diyeceksin.
O da diyecek ki,
”Bir adım attın ikinci adıma kalk.”
“Olur mu öyle şey?”dediğin vakit,
“Başa dön, başladığın yerden tekrar bana gel.”
Ömrün yetti mi?
Yetmedi.
“Sana İlm-i Ledün ise, bin ömrü verir. Bir yılı bin yıl yaşarsın. Bin ömrü ise, bir saniye de yaşarsın. Kafan karıştı mı?
O zaman, otur hesap et.
Bir bardak su getir.
Hızır niyetine iç şu suyu.
Boğazından aşağı döktün,bir saniyede içtin.
Senin suyuna sok beni. O da suyuna üfler. O halde bir damlayı asırlarca iç. O da boğazından asırlarca ancak iner.
Sen Hızır (a.s)’ın askeri olmaya niyetlen, sana belki denizini getirir…

Bu içmen de yaklaşık on beş yıl milyar senede biter. Sen ilk önce bir bardak suya niyetlen,O sana denizden bir damla getirir.İçirmek için aday aradığını söylüyor.
Duyurumuzdur...