Türkiye’de eğitim felsefesi alanındaki kaynakların hemen hemen tümü, ABD’de 1940’lı yıllarda ortaya çıkan ve alanda 1960’lara kadar –ABD’de eğitim bilimciler arasında halen– yaygın olan perspektife uygun olarak yazılmıştır. Bu perspektiften yazılan kitaplarda yazarlar, idealizm, realizm, naturalizm, pragmatizm, varoluşçuluk gibi oturmuş ve postmodernizm, feminizm gibi daha yeni felsefi “izm”lerin, kitabı yazanın eğitim açısından içerdiğini düşündüğü ve genellikle zorlama sonuçları, söz konusu “izm”ler hakkında özet bir bilgi ile birlikte, sunar. Bu gelenekten kitaplar liberal eğitim, ilerlemecilik ve eleştirel pedagoji gibi daha genel eğitim geleneklerinin Amerikan versiyonları olan ve eğitimin içeriği, öğretmenin ve öğrencinin rolü, eğitim-öğretim yöntemleri, çocuğun doğası, disiplin gibi konular üzerinde odaklaşan ilerlemecilik, daimicilik, esasicilik, yeniden inşacılık gibi felsefi temellendirme ve tartışmalara açık bir biçimde yer vermeyen eğitim kuramlarını da içerir. Elinizdeki Kılavuz ise hem kapsamlıdır hem de eğitim felsefesinin güncel durumunu yansıtır. O eğitim felsefesi ve kuramı; eğitim felsefesinde önemli düşünürler; feminizm ve postmodernizm gibi “izm”lerin eğitim konusundaki görüşleri veya -yine- içermeleri; ahlak, epistemoloji, metafizik, siyaset felsefesi sorunlarının eğitimdeki yansımaları ve öğrenme, değerlendirme, güdülenme, din eğitimi, çevre eğitimi, yurttaşlık eğitimi, beden eğitim gibi daha doğrudan eğitimsel olan konu veya sorunların felsefi boyutları üzerine alanda uzmanlar tarafından yazılmış bölümler içeren kapsamlı bir giriştir. Bu yönüyle kitap eğitim felsefesi alanında önceki çalışmaların birçoğunu içermekle birlikte, Türkiye’deki eğitim felsefesi alanındaki kaynaklarda üzerinde durulmamış konulara yeni bakış açıları da getirir; eğitime felsefi bakış alanını genişletir veya eğitim etkinliğinin şu ya da bu boyutunu felsefi görüşler ve yöntemler çerçevesinde ele alır. Bu özelliğiyle kitap eğitim felsefesinin günümüzdeki gelişme aşamasını yansıtır ve Türkçe eğitim felsefesi alan yazınında bir ilktir diyebiliriz.
