Eva Braun ve Adolf Hitler’in on dört yıllık birlikteliği, çiftin aynı anda intihar edişine, Eva’nın,
“Cesedim güzel olsun istiyorum, zehir kullanacağım,” sözlerine dek sürdü.
Peki kimdi Eva Braun? Genç bir fotoğrafçı asistanı, nasıl olmuştu da bir diktatörün en yakınlarından biri hâline gelmişti? İdeal bir Alman aile yaşamı fikrini benimseyen bir lider, neden kendisinden yirmi üç yaş küçük bir kadınla topluma aykırı bir yaşam sürüyordu? Braun, hiçbir şeyin farkında olmayan kaygısız, naif sarışın mitinin bir parçası mıydı? Yoksa dünyanın en büyük soykırımının mimarıyla aynı düşünceleri paylaşan, güce tapan, hasta ruhlu bir kadın mıydı? Elinizdeki bu kitap, Eva Braun’un Nazi hiyerarşisindeki tuhaf rolünü ilk kez tam anlamıyla inceliyor. Onun gerçek gücünü ortaya çıkarıyor ve böylece korkunç bir rejimin kalbine ışık tutuyor.
“... Şimdi dünya üzerindeki kariyerime son noktayı koymadan önce, yıllarca sadık dostluğundan yararlandığım ve kuşatılmak üzere olan şehre kendi isteğiyle gelip kaderini benimle paylaşan o kadını, Eva Braun’u karım olarak kabul etmeye karar verdim. Arzum üzerine, karım olarak benimle birlikte ölüme gidiyor. Ölüm, halkıma hizmet ederken işimin benden çaldığı her şeyin yerine geçecek.”
Adolf Hitler’in vasiyetnamesinden
“Büyüleyici... Eva’nın apolitik bir tanık olduğu görüşünü tersine çeviriyor.”
-Nicholas Shakespeare, Daily Telegraph, Yılın Kitapları
“Milyonlarca insanı katleden bir katilin yanındaki aptal sarışın imajını değiştiren ilk biyografi.”
-Der Spiegel
