Çağdaş Çetinkaya kamerayı hayata tutuyor ve gördüklerini şiirin tüm olanaklarını kullanarak aktarıyor. Kitapta 21. yüzyılın birey üzerindeki yıkıcı etkisi ve daha çok hepimizin hayatında karşılaştığı temel çelişkiler farklı bir üslupla aktarılıyor. Bu dünyada hayaller ve gerçekler iç içe geçmiş, yenilgiler ve zaferler birbirine karışmış, mutluluk ve hüzün eş anlı yaşanan duygulara dönüşüyor. İmgeler ve anlam oyunları karamsar bir bakış açısından çok ironi ve adrenalin dolu yeni bir dil ve ton yaratıyor. İşinde tutunamayanlar, aşkta çare bulamayanlar, özgürlük için sınırları zorlayanlar, amacını elde edince amacından şaşanlar, dünyayı olduğu gibi kabul edemeyenler, evlenemeyenler, boşananlar, bankadan kredi çekenler, çocuk yapmakta kararsız kalanlar, anlatacak hikayesi çok olanlar, geçmişi sorgulayanlar, geleceğe sığınanlar, kısaca kendi kurtuluş anahtarını yanlışlıkla yutan herkes bu kitapta kendinden bir parça buluyor.
Bir ilk kitap olan bu çalışmada şair ne kızıyor ne de öfkeleniyor. Kitabın farklı olması şairin mizahı ve dramayı çok iyi tanımasından kaynaklanıyor. Bu kitabın ayaklarınızı yerden kesmek ya da bir anda düşüncelerinizi değiştirmek gibi bir iddiası da bulunmuyor. Ancak yazarın gösterişten ve tribünlere oynamaktan uzak tavrı onu bir adım öne çıkarıyor. Lafı fazla dolaştırmadan söylersek, şair bu kitabında herkesi beş dakikalığına ünsüz olmaya çağırıyor. Sosyal medya devriminin, sanal hayatların, imajlar çağının, vahşi kapitalizmin eşiğinde ne kadar masum kalınabileceğini açık yüreklilikle sorguluyor.
