Yazar, Selim adını verdiği karakterle bir yolculuğa tanıklık ediyor. 50’sine merdiven dayayan Selim, son yıllarda İstanbul’u gezmeye başlıyor. Yıllarca İstanbul’da yaşamasına rağmen yaptığı gezilerde İstanbul’u yeterince tanımadığını fark ediyor. Fırsat bulduğunda kendine yeni rotalar belirliyor, bu büyük şehirde her gün gezilecek farklı bir yerler buluyor. Bazen Sultanahmet ve Gülhane’ye gidiyor, Tarihi Yarımada’da müze ziyaretleri yapıyor, bir gününü bu mekanlarda geçiriyor.
Bu seyahatler belki bir kaçış, belki de bir huzur arayışı... Kendini bazen İstanbul Boğazı’nda bazen de Haliç turunda buluveriyor. İstanbul Boğazı’ndaki eşsiz yalı ve konaklar onu heyecanlandırıyor, her yaptığı gezide İstanbul’a daha fazla hayran kalıyor. Kadıköy ve oradan vapurla Eminönü ya da Karaköy’e gitmek de fena fikir değil O’nun için. Kadıköy’den Eminönü’ne gitmek için bindiği vapurlar iskeleye yanaşırken O’nu Eminönü’ndeki Yeni Camii karşılıyor. Yanında Mısır Çarşısı, hemen üstünde Kapalıçarşı, Mahmutpaşa, Mısır Çarşısı’nın biraz ilerisindeki Rüstem Paşa Camii O’na tarihi daha da sevdiriyor, her gün bu tarihi mekanlarla çevrelenmiş ortamda bulunmak büyük bir heyecan kaynağı O’nun için.
Selim, bir sigara yakıyor ve denizi izliyor çoğu zaman. İstanbul o kadar büyük bir şehir ki, mutlaka gidilecek bir yerler var O’nun için. Kimi zaman geçmişte yaptıkları aklına takılıyor, kimi zaman da bundan sonra kendisini nasıl bir hayatın beklediği düşüncesi içini sarıyor. Deniz, martılar ve mavi bir gökyüzü eşliğinde yapılan günübirlik İstanbul gezileri… Kimi zaman İstanbul’da müze ziyaretleri, bazen de yorgunluk atmak için oturduğu kafeler…
Çocukluğu İstanbul’da Pendik’in sahil kenarının en yüksek noktası olan ve bu yüzden ‘Pendik Burnu’ olarak tabir edilen yerde geçen Selim, o yılları hala özlüyor.
İstanbul aşığı ‘Selim’ İstanbul'u gezmeye devam ediyor her fırsatta.
