İnsanı yaratıp şekil veren, her şeye bir ölçü belirleyen Yüce Yaratıcı’nın, bizleri rehbersiz bırakması düşünülemez. O, evrendeki tüm canlıları hangi amaç için yaratmışsa o konuda onlara yol göstermiştir. Güneşe ve aya, geceye ve gündüze, tüm canlılara ve bitkilere, hatta gözle görülemeyecek kadar küçük olan tüm varlıklara dahi yaratılış amaçlarına hizmet etmeleri için yol göstermiştir.
Yaradan’ın öğrenmemizi istediği ilk şey; O’ndan başka ilah olmadığını ve Hz. Muhammed’in (s.a.s.) O’nun gönderdiği bir elçi olduğunu öğrenmemizdir.
Elçiyi bilmek ve onu tasdik etmek ilmin, hidayetin ve dünyada ve ahirette kurtuluşa ermenin anahtarıdır.
Allah Resülü’ne (s.a.s.) iman etmek, ancak onun doğruluğunun ve resul olduğunun kesin delillerini bilmekle gerçekleşir.
Yüce Allah, gönderdiği resullerini kat'i delilleri ve mucizeleri tanık kılarak desteklemiştir. Nitekim Allah şöyle buyurmuştur: "Bizler şüphesiz ki resullerimizi apaçık delillerle gönderdik." (Hadîd 57/25)
Elinizdeki bu kitap, semavî kitaplarda Resulullah’ı (s.a.s.) müjdeleyen haberleri aktarmakta, Kur’ân ve Sünnet’te geçen ve modern çağda tecelli eden bazı bilimsel mucizelere değinmekte, Kur’ân’ın fesahati ve belagati ile meydan okuma mucizesinden bahsetmekte, Allah’ın, Resulünü desteklemek için gerçekleştirdiği birçok harikulade olayı zikretmekte, son olarak da Peygamber Efendimizin (s.a.s.) bizlere müjde olarak anlattığı iman ehlinin kurtuluşundan, onlar için hazırlanmış ebedî nimetlerden ve küfür ehlini kuşatacak olan ebedî azaptan söz etmektedir.
