Bir bilim dalı olarak iktisat, insanın tüketimden sağladığı fayda ve hazzın, üretimde katlanılan zahmetin ve kullanılan sermayenin ölçüsünü bilmeyi etkin bir şekilde öğretiyor ve fakat bir insanın kendi ülkesinde ya da dünya ölçeğinde genel refahtan adil pay almasını ihmal ediyorsa o bilim sorgulanmayı da hak ediyordur. Yirminci yüzyılla birlikte sömürgecilik nitelik değiştirirken, sosyal bilimlerin gelişimi yeni metodik sorunların ortaya çıkmasına sebebiyet verdi. Özellikle iktisat alanında metodolojik reçetelerin bölüşüm sorununa çözüm getiremediğine yönelik ihtilaflar daha da yaygınlaştı. Tarihçi hâlle ilgili olarak geçmişle; iktisatçı hâlle ve hâl uğruna geçmişle uğraşırken, geleceğe yönelik bir yol göstericiliği de öngörü yapabilmeye bağladı. Ancak iktisat teorisinin metodolojik konumundaki tıkanma hâlen aşılamadı. Yazarların kanaatine göre bu tıkanmışlığın aşılamamasının temel nedeni yeni “norm” geliştirme akılcılığı ile “totoloji”ye düşme korkusunun yarattığı paradoks!
Kitabın yazarları bu mesele üzerine kafa yordu: İktisadi faaliyetlerin üretim, tüketim ve mübadele boyutunu, zengin bir kaynak üzerinden tarihi ve felsefi temellendirme yaklaşımı ile inceledi. Küresel sistemin devamlılığını sağlayan çekirdek güç, ticaret ve inovasyondur. Bu çekirdek güç, günümüz finansal araçlarının desteğini de alınca, yeniden kontrol edilemez bir piyasa mekanizması doğdu. Piyasalaşma sürecinde ticaret, fiziki mal ve hizmet üretimi faaliyetine göre orantısız bir kazanç sağlayabildiği için, önce “pre-kapitalizm”, ardından ticari burjuvazinin oluşumu, daha sonrasında da yükselen devlet kapitalizminden (merkantilizmden) boyutları günümüze kadar ulaşan vahşi kapitalizm aşamasına gelindi. Dolayısıyla dünyada bilgi ve teknolojideki üstel gelişme hızının yarattığı katma değeri kontrol eden ülkelerin, modern sömürgeciliği karşısında; “iradi köleliğe” zorlanmış sözde bağımsız ülke insanlarının ya da giderek artan düzenleyici savaşların tehdidi altında ezilen ve Suriye halkı benzeri büyük göçlere maruz kalmış, sınır ötesi hareket hâlinde olan kitleler doğdu. Özellikle demokrasinin içselleştirilemediği coğrafyalarda önlenemez hâle gelen bu sürecin kaçınılmaz sonucu, nispi olarak yoksunlaşma ve karşılıklı yoksullaşmadır.
Kitap bir bütün olarak değerlendirilirse, R. Solow'un “gökten düşen elma” olarak tanımladığı iktisadi faaliyetlerden doğan zenginliğe karşılık gelen küresel “artık”ın bir kısmının dünyada genişleyen üretim tarzına katkı sağlaması, yazarların temel beklentisidir. Yazarlara göre iktisat-ahlak ilişkisinin ürünü olan daha “adil” Kısmen Uyarlanmış Bölüşüm tarzıyla örtüşecek bir evrensel hukuk düzeni mümkündür. İktisat, insanın var oluşuyla birlikte karşılaştığı temel sorunların çözümlenmesinde araç olan bir disiplin olduğu için bu kitabın ulaşmak istediği hedef kitle elbette ki erişilebilen her aydın kişidir. Özelde ise kaygı düzeyi yüksek, geleceğimizi emanet ettiğimiz iktisat okuyan öğrencilerdir. Daha özelde de kaynakların yeniden tahsisi konusunda çözüm bulmak için yol ve yöntem arayışı içinde olan politikacılardır.
Taksitli alışveriş için sipariş tutarınız 50₺ ve üzerinde olmalıdır.
Taksit Sayısı |
Aylık Tutar(₺) |
Toplam Tutar(₺) |
Peşin | 24,30 ₺ | 24,30 ₺ |
2 Taksit | 12,15 ₺ | 24,30 ₺ |
3 Taksit | 8,10 ₺ | 24,30 ₺ |
4 Taksit | 6,08 ₺ | 24,30 ₺ |
Taksit Sayısı |
Aylık Tutar(₺) |
Toplam Tutar(₺) |
Peşin | 24,30 ₺ | 24,30 ₺ |
2 Taksit | 12,15 ₺ | 24,30 ₺ |
3 Taksit | 8,10 ₺ | 24,30 ₺ |
4 Taksit | 6,08 ₺ | 24,30 ₺ |
Taksit Sayısı |
Aylık Tutar(₺) |
Toplam Tutar(₺) |
Peşin | 24,30 ₺ | 24,30 ₺ |
2 Taksit | 12,15 ₺ | 24,30 ₺ |
3 Taksit | 8,10 ₺ | 24,30 ₺ |
4 Taksit | 6,08 ₺ | 24,30 ₺ |
Taksit Sayısı |
Aylık Tutar(₺) |
Toplam Tutar(₺) |
Peşin | 24,30 ₺ | 24,30 ₺ |
2 Taksit | 12,15 ₺ | 24,30 ₺ |
3 Taksit | 8,10 ₺ | 24,30 ₺ |
4 Taksit | 6,08 ₺ | 24,30 ₺ |
Taksit Sayısı |
Aylık Tutar(₺) |
Toplam Tutar(₺) |
Peşin | 24,30 ₺ | 24,30 ₺ |
Taksit Sayısı |
Aylık Tutar(₺) |
Toplam Tutar(₺) |
Peşin | 24,30 ₺ | 24,30 ₺ |