15. asrın ortalarında, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde maruz kaldıkları tehditlerden dolayı dağılmaya başlayan çoğunlukla İspanya'da yaşayan Yahudi cemaatini hiçbir ülke kabul etmez. Yurtsuz şekilde yaşamaya devam ederken çektikleri zorluklar karşısında çağın en güçlü İmparatorluğu Osmanlı'nın, hiçbir koşul öne sürmeden onları kabul etmesi insanlık adına önemli bir durumdu.
Elinizde tuttuğunuz bu kitap, küçük yaşlarda (Kız 14, erkek 18) aşklarını birbirlerine itiraflarından sonra verdikleri sözler ile hayat boyu karşılaşacakları her türlü zorluğa karşı mücadelelerinin bir öyküsüdür. Özellikle Yahudi kızı Viktorya'nın âşık olduktan sonraki dirayetli duruşu karşısında, onu her şartta kabullenen Müslüman aile reisi Hoca dedenin yaşadıkları…
Kaçtığı yıllarda yaşı 14 olan Viktorya, o yaşa kadar eğitmen ve hizmetlilerle büyütülmüştü. Daha sonraki yıllarda kocasıyla beraber çektikleri maddi ve manevi her türlü zorluğa rağmen 72 yıl aynı yastığa baş koyan, hiçbir zaman pişmanlık duymayan çağın âşıkları, ömürleri boyunca birbirlerine karşı kırıcı hiçbir söz söylememiş, en zor problemlerini bile uygar bir şekilde çözerlerdi. Onlar, yaşamları boyunca çevrelerindeki birçok insana örnek olmuş; genç, ihtiyar, erkek, kadın, her kesimden insanın sevgisini kazanmışlardı. Damatları olarak ben de 26 yıl birlikte yaşadığım bu insanlardan hayatla ilgili çok şey öğrendim. Bu yüzden kaleme aldığım gerçek hikâyedeki anlatılanların her okurumuzun yaşamına katacağı önemli öğütlerin var olduğunu düşünüyorum. Eğer ifadelerimizde bir hatamız var ise şimdiden saygıdeğer bütün okurlarımdan özür dilemeyi bir borç bilirim.
