Aslında biz bu kitapta bir tek hikâye anlatıyoruz. Ama bu hikâyeyi tüm detayları ile ve gerçek verilerden yola çıkarak anlatmaya çalışıyoruz. Hikâye evrenseldir ve kendini tekrarlar:
İşler yolunda görünmektedir. Bir işiniz ve düzenli geliriniz vardır. Geleceğe güveniniz tamdır ve büyük bir harcama ya da yatırım yapmaya karar verirsiniz. Büyük bir LCD televizyon, araba ya da ev almak, belki de kendi işinizi kurmak. Bunun için kredi kullanırsınız ve o istediğiniz şeyi alır ya da o yatırımı yaparsınız.
Derken, sonsuza dek iyi gidecekmiş gibi görünen ekonomik görünüm (konjonktür), bozulmaya başlar. Kurlar ve faizler yükselişe geçer. Korkarsınız ve para harcamayı kesersiniz. Herkes, sizin gibi davranmaya meyledince pazarda alışveriş durur. Her iş yavaşlayınca sizin işleriniz de yavaşlar. Patron size zam yapmaz, hatta aldığınız ücret düşer, şirket arabasını altınızdan alırlar. Korkarsınız ve harcamanızı daha da kısarsınız. Şirketiniz de işler kötüye gittiğinden masrafları kısmaya başlar ve işgücünü azaltma kararı alır. Üç iş arkadaşınız işten çıkarılır, bu bir istatistiktir. Ertesi ay siz işten çıkarılırsınız, bu bir felakettir.
Bu hikâyeyi, içinde bulunduğumuz dönemin hikâyesi olarak okuyan arkadaşlarımız hem haklılar, hem de haksızlar.
Haklılar çünkü bugün ülkemiz ve dünyada pek çok insan bu durumda.
Haksızlar çünkü bu anlattıklarımız dünyanın değişik coğrafyalarında, son 400 yılda defalarca tekrar etmiştir. Kitapta, geçmişte yaşanmış 100 civarında krizin izlerini bulacaksınız.
