Hamdım, piştim, yandım. Hoşgörüye, barışa ve sevgiye selam eden büyük bir efendi: Mevlâna Celâleddin-i Belhi Rumî Özlü sözleriyle sekiz yüzyıl öncesinden günümüze seslenmeyi sürdüren şair ve düşünür Mevlâna, insanlara karşı o denli büyük bir sevgi beslemiştir ki bu sevgi yaşamını yönlendirmekle kalmamış aynı zamanda eserlerine de esin kaynağı olmuştur. Elif Kayhanın büyük bir titizlikle yayına hazırladığı Mesnevîden Seçmeler, Mevlânanın altı ciltlik Farsça eserinden ilköğretim çağı öğrencileri için özel olarak derlenmiş benzersiz bir çalışma olarak selamlıyor okurlarını. Ayetler, hadisler, öyküler ve öğütler yoluyla tasavvuf öğretilerinin anlatıldığı hazine değerindeki bir eser olan Mesnevî, pek çok dile çevrilerek birçok insana Mevlâna felsefesinin kapılarını aralamıştır. Doğu ve İslam kültürünün aynası niteliğindeki bu yapıtın eğitici yönü ise son derece yüksektir. Beyitlerinde, adalet-zulüm, cömertlik-cimrilik, çalışmak-tembellik, kanaat-hırs gibi karşılaştırmalar üzerinde durularak sebep sonuç ilişkisi irdelenmektedir. Yaklaşık olarak 1259 - 1268 tarihleri arasında yazılan Mesnevî, Mevlânanın yakın dostu ve halifesi Hüsâmeddin Çelebinin arzusu üzerine kaleme alınmıştır. Öyle ki, Mevlâna yolda yürürken, sema hâlindeyken, her an ve her durumda Mesnevî beyitlerini söylemekte; Hüsâmeddin Çelebi ise bunları yazıya dökmektedir. Kültürümüzün temel eserlerinden biri olan ve 100 Temel Eser arasında yer aldığı için ilköğretim çağındaki öğrenciler tarafından özellikle okunması gereken Mesnevîden Seçmeler, gençlerin Mevlâna felsefesi ve öğretisi ile tanışmalarına olanak sağlayarak, gelecek nesillerin insana ve çevreye karşı barış, huzur, sevgi ve hoşgörüyle yaklaşmalarına ilham verecek etkileyici bir eser. Gel, gel, ne olursan ol yine gel.
