Nübüvvet silsilesi, Hz. Muhammed (sas) ile tamamlanmıştır. Allah Resulü'nün bıraktığı mirasa sahip çıkan âlimler, İslâm'ı farklı dil, renk ve kültürlere sahip toplumlara anlatma gayretinde olmuştur. İslâm dinine; ilmî, fikrî, siyasi, askerî vb. alanlarda hizmet eden bu şahsiyetler, kutlu mirasın günümüze ulaşmasında ve İslâm medeniyetinin oluşmasında büyük rol oynamıştır. Her birinin hayatı ayrı bir örneklik teşkil eden, yaşadıkları asrın öncüleri, Peygamber vârisleri olan ve sayısı binleri aşan bu şahsiyetlerin hepsini tanıtmak ne yazık ki mümkün olmadığından bir başlangıç olması niyetiyle aralarından seçilen 100 öncüyü anlatan Nebevî Vârisler Projesi hayata geçirilmiştir. Nebevî vâris olarak seçilen isimlerden biri de İbn Hacer el-Askalânî'dir. Onun Nebevî vâris olarak anılmasının en önemli sebebi, Kur'ân ve hadis ilimleri, fıkıh ve usûlü, akaid, tarih, Arap dili ve edebiyatı ilimlerindeki üstün konumudur. Yaşadığı çağı ve ortamı anlayıp asırlar sürecek çözüm üretmeyi başarmış biridir. Böylelikle İslâmî ilimlerin temel taşlarından biri olmuş; takvası, tevazusu ve ilmî kimliğiyle örnek duruş sergilemiştir. Döneminin en etkili isimlerinden sayılan İbn Hacer el-Askalânî, gerek çağdaşları gerekse kendinden sonraki âlimler içerisinde hususi bir yer edinmiştir. İbn Hacer, ilmî birikimini yazılı olarak ve talebe yetiştirerek gelecek nesillere aktarmanın derdini çeken, bu uğurda ömrünü vakfeden, ilmiyle amil olan, Hz. Peygamber'in (sas) kutlu yolunu takip eden bir "Nebevî vâris"tir.
