Çok başarılı bir iş insanıydı, rekabeti rakiplerinden çok daha iyi bildiğine, bu oyunu onlardan daha iyi oynadığına hiç şüphe yoktu. Ancak…
Her şey sabah ofise geldikten çok kısa bir süre sonra başlamıştı: Deyim yerindeyse kargalar henüz kahvaltısını yapmadan koyu renk takım elbiseli iki uzman odasına dalmış; sistematik bir şekilde bilgisayarını, çekmecelerini, dolaplarını incelemiş, ardından diğer iki yöneticinin odasını da hallaç pamuğu gibi atmaya başlamışlardı.
Tüm bunlar olurken zırıl zırıl çalan cep telefonunu cevapladı. “Rekabet Uzmanları bizim şirkete baskın yaptı, bilgisayarları, dosyaları falan inceliyorlar, sizin şirket ve diğer rakip şirketler hakkında da soru soruyorlar. Her an size de gelebilirler, haber vereyim istedim,” diyordu rakip şirkette yönetici olan arkadaşı. Bu sözleri duyunca nefesi kesildi bir an, “Teşekkürler, çoktan geldiler bile…” dedi. Arkadaşı okkalı bir küfür savurdu hattın öbür ucundan.
Yanlış bir şey yapmadığını, boşuna paniklediğini düşünürken uzmanların bilgisayarını dikkatle incelediğini gördü. Birkaç hafta önce dikkatlice silmiş olduğu, sonsuza dek kurtulduğunu düşündüğü yazışmalar ve dosyalar hortlayıp birer birer yazıcıdan çıkıyordu şimdi…