Övünmek gibi olsun, ama biz Büyükadalıların eşsiz dostlukları ve hemşerilikleri çok farklı ve özel boyutlarda olduğundan onun havasıyla yetişenlerin coşkuları, kalemleri de bir başka hoşlukta oluyor. Sevgili Mustafa Kıran’ın Büyükada, Dilburnu ve yazma aşkının da ne denli büyük olduğuna ancak adamızdan demir alan Ruhun Gemisi’ni okurken tam anlamıyla vakıf oldum. Mustafa, prensipte benimsediği, ömür boyu çocuksu ve saf yaşam felsefesini, kendine özgü mizah anlayışıyla bezeyip harmanlayarak çok farklı bir çalışma türü sergilemiş. Birbirinden tamamen ayrı gibi duran, ama sürpriz şekilde birleşip nefes nefese final yapan iki ilginç aşk öyküsüyle sıra dışı kahramanlarını merak ve keyifle okudum. Çoğumuzun sevmediği “ölüm” kavramına çeşitli romantik isimlerle bu denli sempatik yaklaşılabileceğine sanırım bu kitabında tanık oldum. Gülmece ve mizah eksik edilmeden kullanılan temalar birbirlerinden ne kadar farklı olsalar da istisnasız tümünün tek ana dünyamız olan her çeşit insani sevgi ve aşk fenomenlerinin etrafında dönüyor olmaları beni en çok etkileyen ve ulaşabildiğim herkese hararetle önerebildiğim nedenlerin başında geliyor. Dillerimizden hiç düşürmememiz gereken aşkın saygı duyulası o karakteristiklerinin usta ve yalın şekilde incelikle örülerek hakkının verilmesi ayrıca dikkate ve takdire değer… Gerçekten adı gibi ruhumuzu bir gemiye bindirip yüreğimizin, beynimizin ve hoşgörümüzün uzanabildiği her yere bizi taşımayı misyon edinmiş bir kitap bu elinizde tuttuğunuz. Bana çok iyi geldi. Darısı sizin başınıza…
Nilgün Belgün
