Dünya nüfusu son yüz yılda dört kat artış göstererek sekiz milyara ulaşmıştır. Birçok ülkenin refah seviyesi yükselirken, halen yoksullukla ve hatta açlıkla mücadele eden ülkeler mevcuttur. Ülkelerin bir kısmı obezite gibi yaşam tarzından kaynaklanan hastalıklar yada kronik hastalıklarla uğraşırken kimi ülkeler ise halen bebek ölüm oranlarını azaltmaya çalışmakta ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmektedir.
Dünya Sağlık Örgütünün 2006 yılı dünya sağlık raporuna göre sağlık hizmet kaynaklarının ve hastalık yüklerinin dağılımında dünya genelinde büyük dengesizlikler vardır. Gelişmiş ülkeler global hastalık yüklerinin çok azını üzerlerinde taşırken dünya genelindeki sağlık hizmet kaynaklarının ağırlıklı bölümünü tüketmektedir. Aksine, gelişmekte olan ülkeler ise kısıtlı hizmet üretim olanakları ile global hastalık yüklerinin büyük bir kısmı ile mücadele etmektedir. Söz konusu dengesizlikler toplumların sağlık hizmetlerine ulaşımını etkilemekte ve sağlık hizmetlerinin sunumunu güçleştirmektedir. Pandemiler de son yirmi yılda sağlık sistemlerinin direncini sert bir şekilde test etmekte olup söz konusu durum ilerleyen yıllarda da tekrar edecek gibi görünmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün Herkes için Sağlık hedefine ulaşabilmesi için kaynak dağılımının daha adil olduğu, verimli ve etkili hizmet sunan sürdürülebilir sağlık sistemlerine ihtiyaç vardır.
Sürdürülebilir bir sağlık sistemi için kaynakların üretkenliğinin bilinmesi ve bu kaynakların dengeli bir şekilde topluma tahsis edilmesi gerekir. Diğer bir deyişle, rasyonel sağlık politikaları oluşturmak için kaynakların nasıl kullandığının ve söz konusu kaynaklarla hangi sonuçların üretildiğinin bilinmesi gerekmektedir. Performans ölçüm yöntemleri kaynakların ne kadar verimli ve etkili kullanıldığı konusunda bizlere yol göstermektedir. Bu kitapta performans ölçüm yöntemleri sağlık hizmetleri özelinde değerlendirilmiştir. Araştırmacılar ve karar alıcıların uygulayabilecekleri araçlar ortaya konmuş olup güncel sağlık verileri ile uygulama ve analizler yapılmıştır.
