Günlük hayatta her zaman kendi aramızda konuşur, tartışır, bir sonuca ulaşır ya da ulaşamayız. Ancak bunu nasıl yaptığımıza hiç dikkat etmeden her konu üzerinde alışmış olduğumuz, yaşamakta olduğumuz toplumda edindiğimiz yöntemleri kullanarak tartışmaya çalışırız. Bunu yaparken de, çoğu kez giriştiğimiz tartışmanın kurallarının bizlere yettiğini bilerek veya öyle sanarak sonuçlar çıkarırız. Bu çalışmada sözkonusu edilen, ilhamını ve adını Sokrates’ten, Platon’un diyaloglarından almış ama özellikle Kant’a dayanan eleştirel felsefeden etkilenen ve 1920’lerden günümüze kadar geliştirilerek uygulanan Sokratik Konuşma ise eşit konuşma ve tartışma haklarına sahip bir grup insanın, konuyu anlamaya yönelik, karşılıklı konuşmayla felsefi (veya matematiksel) bir soruyu yanıtlamaya ya da yine felsefi (veya matematiksel) bir önermeyi sınamaya çalışarak belirli bir konsensüs oluşturma yöntemi olarak kullanılagelmektedir. Sokratik Konuşma toplumda yaşarken, düşünsel faaliyetimizi, kendi aramızdaki diyalog alışkanlıklarımızı, beceri ve yeteneklerimizi geliştirmek için iyi düşünülmüş, denenmiş, herkesin katılabileceği, bu çabasını toplumun farklı kesimlerine taşıyabileceği yöntemleri içeren bir çalışma biçiminde tanımlanabilir. Bir süre önce İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde uygulanan Sokratik Konuşma programını yürüten Sabir Yücesoy’un derlediği bu kitapta, Sokratik Konuşma hakkında yöntemin tarihi, kuramsal anlatımlarla birlikte değişik uygulamaları da yeralmaktadır.
