Herkes, Kuran’ın farklı yorumlarından, istediğine inanmakta özgürdür. Ama kimsenin, en doğru dini bilginin, kendi bilgileri olduğunu iddia etmeye hakkı yoktur. Bir bilgiyi çoğunluğun doğru kabul etmesi, kesin doğruluk için asla yeterli değildir. Bu kitabı, yüreğinizle düşünerek okuduktan sonra, bunun nedenini daha iyi anlayacağınıza inanıyorum. Artık Kuran’ın fark ettirilmeyen ve çarpıtılan ayetleri fark edilsin...
"Onlardan (Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini ufak bir kazanç karşılığı değiştirenlerden) bir zümre vardır, aslında kitaptan olmayan bir şeyi, siz kitaptan sanasınız diye dillerini kitapla eğip bükerler. O, allah katından olmadığı halde, “bu allah katındandır” derler. Bildikleri halde, allah adına yalan uydururlar. (Allah’a iftira ederler).”
(Al-i İmran Suresi, 78. Ayet)
"De ki: “herkes, kendi yapısına (maya, öz) göre davranır. Kimin daha doğru yolda olduğunu, rabbiniz daha iyi bilir."
(İsra Suresi, 84. Ayet)
“Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve sadece tahminler yürütürler. ”
(En’an Suresi, 116. Ayet)
"Bir resul ki; inanıp, salih amel (barışçıl, iyi niyetli davranış) işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için allah’ın apaçık ayetlerini okur."
(Talak Suresi, 11. Ayetten bir bölüm)
"Allah, size ayetleri açıklar. Allah, alim’dir (her şeyi bilendir), hakim’dir (hüküm ve hikmet sahibi, her yaptığında mutlaka bir hikmet bulunandır"
(Nur Suresi, 18. Ayet)
"Onlar (ümmetler), işlerini parça parça edip (kutsallaştırılmış) kitaplarla böldüler. Her grup, yalnız kendi yanındakiyle sevinip övünmektedir. Artık sen onları bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak."
(Mü’minun Suresi 53.,54. Ayetler)
