“Spor, kültürü ifade etmenin temel bir yolu ve demokratik toplumlarımızı yapılandırmaya yardımcı olan bir faktördür. Sporu sağlıklı ve düzenli bir şekilde uygulamak, insanları iyi bir fiziksel durumda tutmaya, belirli hastalıkları önlemeye ve zihinsel dengeyi iyileştirmeye yardımcı olur. Spor stres atmaya yardımcı olan, her yaştan insan için eğlenceli, insanların sosyalleşmesinde etkili bir araç, hem bireysel hem de sosyal düzeyde refahı arttıran önemli bir ekonomik öneme sahiptir (Res 1876, 2012; Açak, 2005).
Spor, rekabet, sporcu performansı, takım çalışması, spor paydaşları, seyirci ve medya, ekonomik kazanç gibi birçok unsuru içerdiğinden sadece galip gelmek amacıyla rakiple mücadeleyi değil, tüm süreçleri içerdiğinden oldukça karmaşıktır. Sporda kazanmak, kazanmayı desteklemek veya engellemek, hoşgörü ve şiddete kadar uzanan bir sürecin yaşanmasını gerektirmektedir (TBMM, 2005).
Sporda haksız rekabete yol açan yozlaşma olaylarının başında danışıklı yarışma yapma diyebileceğimiz şike olgusu gelmektedir. Bir başka olgu da başka takımın sporcularına verilen teşvik primidir. Bunların dışında hakemlerin taraflı yönetimi, sporcuların kendi takımlarını sabote etmeleri ve hatır şikesi gibi durumlar da sayılabilir. Bu yöntemlerin ortak özelliği yapılan sportif faaliyetlerde hak edenin kazanmasını engelleyen bir sonuç ortaya çıkarması ve dolayısıyla haksız rekabete neden olmasıdır. Bunun yanında sporun özellikle de futbolda vergi kaçırmak, kara para aklamak gibi yollarla haksız kazanç sağlayan bir organizasyon olarak bütün dünyada kullanıldığı birçok ülkede mafya adı verilen illegal örgüt üyelerinin rakip takım oyuncularına ve hakemlere gözdağı vererek birçok müsabaka sonucuna etki ettikleri ve büyük kazançlar sağladıkları kamuoyunda çeşitli şekillerde dillendirilmektedir
