Türk’ün Kurtuluş Yolu Ülkeyi İçten Kemiren Sorunlar

Tüm Dünyayı Yıkıma Sürükleyen bir tarihi şahsiyet olan Adolf Hitler’i hiç tasvip etmesem de, ben de şu an bir Türk olarak, kendisinin bu sözleri söylerken kendi halkı için paylaştığı ıstırabı, Türkiye için duyuyorum.
Şu an fiili olmasa da gizli işgal altındadır. Maalesef sağ ve sol iktidarlar buna göz yummakta, ülke gitgide bir yıkıma sürüklenmektedir. AB denen rüyadan uyanmaz ve bu sonu olmayan gurursuz role devam edersek ikinci bir Sevr’e hazır olunması gerekmektedir.
Türkiye senelerce yüzünü batıya dönme yolunda çabalamıştır.

Atatürk’ün muhasır medeniyetler seviyesine ulaşma hedefinin adresi AB değildir. Bu hâlâ anlaşılmamaktadır. Türk ekonomisi batının güdümündedir. Başka bir deyişle AB’ye ve Amerika’ya en ufak bir ters düşme durumunda, kriz çıkabilecek kadar pamuk ipliğine bağlıdır.
Batı denen Lanetliler grubuyla olan ilişkilerde, Türkiye’nin rolü sadece Ortadoğu’dan gelecek tehlikelere karşı batının bekçiliğidir. AB, Türkiye’yi hiçbir zaman içine almak istememekte ve kafa tutmaktadır. Amerika, Ortadoğu’daki katliamları için Türkiye’yi yanında tutmak istemekte, Türkiye ise asırlardır komşuluk ilişkileriyle bağlı olduğu ülkelerle ters düşmekte; üstelik bunun karşılığında Amerika’dan hiçbir katkı göremediği gibi, sürüyle zararla uğramaktadır.

Muhasır medeniyet seviyesine ulaşmanın yolu bu değildir.

Kurtuluş doğudadır.