Çevresinden yüzyıllarca izole yaşayan Dersim’in oluşturduğu gizem, denebilir ki son yüz yıllık zaman diliminin en yoğun ilgi odaklarından birisi olmuştur.
Özellikle son kırk yıllık zaman diliminde başta siyasi alan olmak üzere popüler ve akademik tarih tartışmalarının kayda değer bir bölümünde gittikçe ısınarak/ısıtılarak gündem olmaya devam etmiştir. Bugün, Dersim’e dair güncel siyasi konularda bile tartışmanın çoğu kez Dersim 1937/38’e bağlanıyor olması, o dönemde yaşananların en azından ana kodlarının bilinmesini zorunlu kılmaktadır.
Türk ve Kürt (resmi) tarihçi ve siyasetçilerin Dersim 1937/38’e yönelik bilgi kaynaklarının aynı olduğunu söylemek şaşırtıcı olsa da yanlış olmayacaktır. Ne yazık ki günümüzde resmi ideolojilerin eksenindeki tarihçi, akademisyen, aydın, sanatçı ve siyasetçinin Dersim’e dair ezberlenmiş tezlerinin önemli bir kısmı gerçek dışı bilgilerden oluşmaktadır.
Oluşan bu ezberin başat referansı -yazdığı iki kitapla- Baytar Nuri’dir. Öyle ki bu referans, galat-ı meşhur, yani doğru bilinen yanlışlar dizgesi üzerinden bir “sentetik Dersim ezberi”ne neden olmuş, gün geçtikçe derinleşip genişleyen bilgi kirliliği havzası oluşturmuştur.
“Yalanın Mimarı”nda, tarih yazımı ve “38”in ayrıntılı sunumu amaçlanmasa da, Dersim etnik kimliğinin ve “38”in kodları verilmeye çalışılmıştır. Dersim’in otantik yapısı ve diğer toplumlarla olan tarihsel ilişkileri üzerindeki örtü aralanarak, Baytar Nuri’nin referansıyla beslenen “Dersim ezberi”nin toplumsal, siyasal, kültürel alanlardaki yıkıcılığına ve Baytar Nuri’nin “Kim?”liğine dikkat çekilmek istenmiştir.