Gülmek Tanrı'nın yalnızca insanlara lütfettiği çok özel bir ayrıcalıktır. Diller ve inançlar ne kadar farklı olursa olsun, mizah bütün insanların ortak değeridir. Yeri geldiğinde anlatılan bir fıkra, o toplulukta bulunan bireylerin duygu ve düşüncelerine tercüman olur, yeri gelir samimiyeti artırarak barışçıl bir ortam sağlar.
Bektaşî fıkraları genellikle insanları güldürmek için anlatılmaz. Anlatılan fıkralar bir hikmeti içerir. Hayatın hakikatini ya öğretir ya da hatırlatır. Bu nedenle Bektaşî fıkralarının diğer fıkra grupları içinde ayrı bir yeri ve önemi vardır. Toplumumuzun her kesimine mal olmuş Bektaşî fıkralarında, herkes mutlaka kendine ait bir şeyler bulur.
Bu kitapta zekice söylenmiş fıkraların yanında, hem düşündüren hem de güldüren fıkralara yer verildi. Ayrıca fıkralardaki mesajların, İslâm inancının temel değerlerine uygunluğuna dikkat çekildi. Tasavvuf ehlî ozanların şiirleriyle, fıkraların ana fikirlerinin benzerlikleri örnekleriyle sunuldu.
Daha önce yayınlanmış Bektaşî fıkralarının büyük bir çoğunluğu titizlikle incelendi. Bu fıkraların birçoğu birbirinin farklı versiyonları oldukları tespit edildi. Gerçek Bektaşî irfanını yansıtan fıkralardan örnekler verildi.
Bu çalışmamızda daha önceki çalışmalardan farklı olarak sözlü gelenekten ve Bektaşî babalarından, dervişlerinden, ihvanından derlenen ve hiçbir yerde yayınlanmamış fıkraların okuyucularla buluşması amaçlandı.
Özellikle Bektaşî bacılarından derlenen fıkraların bu kitapta yer alması edebiyatımız açısından ilklerden biri olduğu düşüncesindeyiz.
