Yenilik, hem ülkelerin sürdürülebilir ekonomik büyümeleri hem toplumların refahı ve kalkınması hem de işletmelerin rekabetçi yapıları için vazgeçilmez bir itici güç haline gelmiştir. Bugün dünyada, bu gücü etkili bir şekilde kullanabilmenin ve maksimum faydayı sağlamanın yolları araştırılmaktadır.
Yenilik, ekonomik ve sosyal yaşam için her ne kadar önemli ve vazgeçilmez olsa da, riski yüksek olan bir süreçtir. Bu risklerin gerçekleşmesi durumunda özellikle yatırımların geri dönüşümü açısından olumsuz bir takım sonuçların meydana gelmesi kaçınılmazdır. Yeniliğin başarısının artırılması ve risklerinin minimize edilmesi ise toplumsal bir yenilik kültürünün inşası, gerekli altyapının sağlanması ve iletişim ağının kurulmasına bağlıdır. Bunların gerçekleştirilmesi, yeniliklerin ticarileştirilmesi (pazarlamasına) ve toplum için değer yaratılmasına önemli katkı sağlayacaktır.
Yeniliğin ulusal politik kararların ve işletme stratejilerinin belirlenmesindeki etkinliği hiç şüphesiz, özgün ve katkısı yüksek akademik çalışmaların yapılması, yeniliğin kavramsal çerçevesinin doğru anlaşılması, farklı düzeylerdeki yenilik süreçlerinin ve sonuçlarının doğru analiz edilmesiyle mümkün olacaktır. Dolayısıyla bu kitapta, ülkemizdeki yenilikle ilgili yapılacak akademik çalışmalara bir katkı sağlamak ve gerek ulusal düzeydeki yenilik sitemlerinin oluşturulması, gerekse işletme düzeyindeki yenilik faaliyetlerinin gerçekleştirilip ticarileştirilmesinde dikkat edilmesi gereken konular ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu açıdan kitabın hedef kitlesi akademisyenler, lisans ve lisansüstü düzeyindeki öğrenciler ile yenilik ve AR-GE konusunda çalışan bütün kurum ve kuruluşların yönetici ve çalışanlarıdır.
